08 Eylül 2007

İnci Dişler

Sizce bu tatlişkonun elineden hep ağzında??Evet bu bebekler/çocuklar hakkında biraz birşeyler bilen herkesin kolaylıkla yanıtlayacağı bir soru. Bu resimlerin çekilmesinin üstünden yaklaşık 2 ay geçti ve onun o minik ağzındaki minik incilerin adedi de arttı. Ama ne ben ne de Jane sayılarını doğru olarak tespit edemiyoruz. Ağzını açıpta baktırmıyor kerata. Parmağımızla yoklayalım dersek ısırılan bir parmakla ve can acısıyla kalakalıyoruz ortada. O yüzden kahkahalarla güldüğü anlarda neşesine odaklanmaktansa hazır ağzı açılmış diye dişleri saymaya uğraşıyoruz. Ama bu güne kadar o ağzı hepsini sayacak kadar uzun süre açık tutamadık. Yaptığımız zorlu araştırmalar sonucunda kolaylıkla sayabildiğimiz ön dişlerinden başka arka azılarında bir kısmının geldiğini söyleyebiliriz.

Diş demişken Defne de çok sancılı diş ağrılı geceler yaşamadık. Ama zamanında Besa'dan duyduğum ve o zamanında bahsetmese asla ilişki kurmayacağım ve de komik bulduğum bir şeyi yaşıyoruz diş dönemlerinde. Tecrübelerimiz bize gösterdi ki, Defne ne zaman durmadan kaka yapsa, her bezi kakalı çıksa, diş çıkardığı tarafımızdan tescil ediliyor. Bir bilen varsa aradaki ilişkiyi bana da anlatsın ya. Yani özetle biz yeni dişi hep kakalı bezlerle karşılıyoruz. Boklu Defne'nin inci dişleri.

Kitaplar

Bizim minik kuzu her şeye ilgi gösterdiği gibi kitaplarla da pek bir haşır neşir oluyor. Hele ki kitapta bir de hayvan resimleri olmasın. Ama muhabbeti en çok kedilerle ve ineklerle. Kimbilir belkide henüz onların sesini daha iyi taklit ettiği içindir. Özellikle de kedi resmi gördüğü zaman çok mutlu oluyor. Küçük hanımın kitap sıkıntısı yok çünkü zaten kendi şahsına alınmış ya da zamanında ablasından kalmış halde hazırda büyük resimli, rengarek kitapları var. Ama ondan başka ortalama beş yaş grubuna hitap eden Ezgoş'un kitapları da ufkunu açıyor olabilir. Sanırım ikinci çocuk olmanın bir farklılığı da siz isteseniz de istemesiniz de ufaklığın çok daha fazla data girişine maruz kalması. Bu çoğu zaman iyi birşey olsa da zaman zaman olumsuzluklar da yaşanmıyor değil, ama yararları yanında bu şimdilik söz konusu edilecek şey değil. Yukarıdaki resimde bir kitap araştırıp bakınma seansında ablası tarafından rahatsız edilen Defne'yi görüyorsunuz, diyeceğim ama onun pekte rahatsız olmuş gibi bir hali yok değil mi?
En favori kitaplarımız bütün çocuklarda olduğu gibi
müzikli kitaplarımız. Hani bilirsiniz sizde, başta Pıtırcık serisi olmak üzere,kitap özelliğinden çok daha fazla basit ama hoş müzikleri ile öne çıkanlar. Eğer bu satırları okuyorsanız çocuğunuz olma olasılığı yüksek, o zaman "beyaz bembeyaz elbiselerim......." ya da " on mavi şişe sallanıyor...." o da olmadı " düt düt düt düt düüüüüüt koşun çocuklar....." şarkıları size çok tanıdık geliyor olmalı. Eğer sizde de bu kitaplardan varsa zaman zaman siz de pillerini imha ederek huzura ermeyi istediniz mi? Evet evet arada böyle düşünsemde (onlarca kez üst üste dinlemekten hemen sonra) onları dinlerken o kadar mutlu oluyor ki.
İnsanın çocuğunun olması, normal zamanda tahammul sınırınızın çok altlarda olduğu şeylerden bile zevk almayı öğrenmesidir (Bu da günün özlü sözü gibi bir şey oldu) .