Emziğimize Elveda
Bulun bakalım bu üç resim arasındaki ortak noktayı. Sevimli bir suratta, küçücük bir ağızda kocaman bir emzik yüzünün ortasında. Ama bunlar görüp göreceğiniz son emzikli resimleriniz. Artık biz hayatımızdan bu slikon zımbırtıyı çıkardık, attık. Hem de Ekim ayında yani neredeyse 4 aydır onsuz bir yaşama alıştık hızla. Bizim için zaten süper bir olay, yok yıka, taşı, bul, kaynat vesaire vesaire. Ama asıl büyük değişiklik Defne'nin yaşamında oldu elbette. Her sıkıldığında, özellikle de uykusu geldiğinde birlikte olmak istediği en yakın dostunu annesi ve bakıcısı Jane, alavere ve dalavere yaparak elinden aldılar. Hem de sancısız ve onu pek üzmeden. Şimdi işin sırrını açıklayacağım ama önce kızmla sonra da bu yöntemi başarıyla ikinci kez uyguladığım için kendimle gurur duyduğumu söylemeden geçemeyeceğim. Bir adet artık ortadan yok olmasını istediğiniz emzik alınır. İtinayla diğer emzikler ortadan kaldırılır. SOnra bir makas yardımıyla emziğin ucundan azıcık kesilip, temizlenip istediği anda ufaklığın ağzına verilir, geçilip karşısına keyifle ne tepkiler vereceği izlenir. Defne çok şaşırdı, hiç hoşlanmadı önce ama dilini içine sokup oyun yapmayı keşfedince o şekilde emmeye devam etti. O günü geçirdikten sonra ister ertesi gün isterseniz bir kaç gün sonra o makas ve o emzik alınarak ikinci bir kesme operasyonu daha yapılır. Gene ucundan acık yani. Böylece bir kaç seferde emzik kısaltılarak pek de rahat emilemez hale getirilir. Tabi ki bu aşamada sürekli öff çek kötü olmuş, kak bu , piş bu gibi konuşmalarla onu çöpe atmanız gerektiğini anlatın, hatta kendinin atması için teşvik edin. Biz de Ezgi gidip kendiliğinden atmıştı çöpe. Defne ise kendisi kıyamadı atmaya ama bir hafta içinde zaten ağzında tutamadığı emzikği olmadan uyumalarına başladı, fırsattan istifade biz gönderdik onu da çöpe.
Heyecanlı hatta eğlenceli bir süreçti yaşadığımız ve zorlanmadan atlatabildiğimiz için hepimiz çok sevindik. Darısı tüm arzu duyanların başına.