Parkta Bir Gün
Bizim kuzular dün bizler işteyken bir güzel park sefası yapmışlar. Babaanne ve büyükbaba onları almış ve Jane'nin de yardımıyla buradaki Dubai Creek Parka götürmüşler. Tostlar yapılmış, içecekler alınmış ve güle oynaya park yolu tutulmuş.
Ama şu küçük olayı da anlatmada ngeçemeyeceğim. Parka gidip de karınları acıkınca fark etmişler ki Ezgi için yaptıkları tostu tost makinesinin içinde unutmuşlar. O sorun değil de tost makinesinin açık olması bayağı problem yaratabilecek nitelikte. Tabi apar topar bana telefon edildi, ben kalktım eve gittim ve aslında Ezgi'nin midesinde olması gereken ama şimdi kömürleşmiş ekmekleri tost makinesinden çıkarıp aleti kapattım. Ama eve gidene kadar ya kötü bir şey olduysa diye düşünmeden de edemedim tabi.
Bu konuyu geçersek çok güzel bir gün geçirmişler. Parkın içinde dolaşan trene binip tur yapmışlar. Her çocuk parkında durup oyuncaklara binmişler, atlamışlar, zıplamışlar, çok yorulmuşlar. Büyük babalrı da onların neşe içindeki hallerini görüntülemiş. Bakmayın siz Defne'nin yandaki resimde ağladığına, o arada yapar böyle mızıldanmalar. İki dakika da dönmüştür gülümseyen haline.
Akşam da biz işten gelince onları dışarı çıkardık, güldük eğlendik. Defnoş babasına türlü numaralar yaptı. Masa da otururken hopp kendisini babasının kucağına atarak ve bunu defalarca tekrarlayarak kendine bir oyun edindi. Ezgi de yan masa da ona gülümseyen sarışın hoş bir delikanlıyı fark edince çok heyecanlandı ve galiba benimle evlenmek istiyor diye yorumlarda bulunarak bizleri hem şaşırttı hem eğlendirdi. Ama tüm günün yorgunluğu sonunda minik kuzular daha eve ulaşamadan kollarımızda uyuya kaldılar.